Etiket: ağız

Dişlerde Erozyon

Erozyon dişlerin yüzeylerinde kimyasal olaylara bağlı olarak geri dönüşümsüz madde kaybıdır. Dişlerin Ağız ortamının pH’nı değiştiren asidik maddelere sürekli maruz kalması erozyona uğramalarına neden olabilir. Erozyonda dişin yüzeyi matlaşır, bazı bölgerinde düzensizlikler görülebilir, daha ileri durumlarda ise düzensizlikler derinleşip sarı-kahverengi gözükebilir. Ağız ortamına asidik madde iç ortam ya da dış ortam ile 2 şekilde gelebilir. İç ortam kaynaklı erozyon mide asidinin sürekli olarak ağız içine gelmesi ile olur. Bu durum yeme bozuklukları, mide bozuklukları, sürekli kusma sonucu oluşabilir. Midenin içindeki sıvı yüksek bir asitliğe sahip olduğundan dolayı sürekli ağıza gelmesi dişlerin arka yüzeylerinde değişikliğe yol açar.
Gelelim bizim alışkanlıklarımzdan kaynaklanan dış kaynaklı erozyonlara. Dış kaynaklı erozyonların sebebi genel olarak diyetimizde rutin şekilde asitli yiyeceklerin bulunmasıdır. Çok fazla asitli içecek (kola, gozaoz, soda vb.) içmek, limon yeme ve emme alışkanlığı, salamura yiyecekleri çok sık tüketmek, hatta kahvaltı rutinimizde bizi daha iyi ve sağlıklı hissettiren portakal, greyfurt gibi asitli meyvelerin suyunu içmek bile dişlerimizde bazı değişikliklere yol açabilir.


Tabiki bu sağlıklı yiyecekleri yememizi ve içecekleri içmemizi durdurmamız anlamına gelmez; asitli besinleri alırken daha kontrollü olmalıyız. Dişlerin maruz kalma sürelerini azaltmalıyız. İçecekleri yudumayarak uzun sürede bitiren kişilerde içeceği kısa sürede bitirenlere göre erozyon riski daha fazladır. Asitli içecekleri yavaş yavaş yudumlayarak içersek, ağızımızda bekleterek yutarsak besinler dişlerimize daha çok değecektir, içecekleri daha kısa sürede içmeliyiz ve teması daha aza indirmek amacı ile pipet kullanabiliriz. Asit içerikli besinlerden sonra onları nötralize edebilecek süt, peynir gibi yiyecekler yiyebiliriz. Ayrıca asitli yiyecek ve içeceklerden sonra sonra su içmek veya ağzı su ile çalkalamak ağızda kalan asidi temizlemeye etkilerini aza indirgemeye yardımcı olacaktır.

Yazar: Fatma Yiğit

Neden Dil Temizliği?

Hepimiz için günlük kişisel bakım rutinimizin vazgeçilmez basamaklarından biri dişlerimizi fırçalamaktır . Ancak her ne kadar dişlerimizi fırçalamak ağız hijyeni için oldukça önemli olsa da tek başına yeterli olamamaktadır. İdeal bir ağız hijyeni için dil temizliği de oldukça önemlidir . Unutmayalım ki sağıklı bir ağız florası, sadece ağız diş sağlığımız için değil, bağışıklık sistemimiz ve tüm vücudumuzun sağlığı için önemlidir.

Dil Temizliğime Neden Özen Göstermeliyim?

Dil yüzeyi pürüzlü yapısı gereği ağız içerisinde bakterilerin birikmesine oldukça elverişli yapılardan biridir. Bu bakteri birikimi dişlerimizde çürümeye, diş eti sağlımızın olumsuz etkilenmesine, tat duyusunun zayıflamasına, bağışıklık sistemimizin olumsuz yönde etkilenmesine ve rahatsız edici bir ağız kokusuna sebep olabilmektedir . Ancak birçoğumuz dil temizliğinin bu kadar önemli olduğunu bilmediği için günlük ağız bakım rutininde buna yer vermemektedir. ”Günde 2-3 kere dişlerimi fırçalıyorum, ağız gargaraları ve diş ipi kullanıyorum ama yine de rahatsız edici bir ağız kokum oluyor.” İşte sıklıkla duyduğumuz bu yakınmanın sebeplerinden biri genellikle günlük ağız bakım rutinimizde dil temizliğini atlamamızdan kaynaklanmaktadır. Unutulmamalıdır ki sağlıklı bir ağız florası, sağlıklı bir vücut için olmazsa olmazlardandır.

Dil Temizliğimi Nasıl ve Ne Zaman Yapmalıyım?

Dil temizliği için dil macunları, dil fırçaları, dil kazıyıcı aparatlar, dil temizleyici jeller gibi çeşitli birçok ürün mevcuttur. Bunlardan hangilerinin sizler için uygun olduğuna diş hekiminiz ile karar verebilirsiniz. Günlük bakım rutinimizde ise, en basit şekilde dilimizi de fırçalayarak dil temizliğimizi yapabiliriz. Günde en az 1 kere dil temizliğinin yapılması gerekmektedir. Uzun süreli açlık zamanları dil temizliği için ekstra önem taşımaktadır. Çünkü uzun süreli açlık zamanlarında dil üzerinde bakteri tabakası oluşacaktır. Bu nedenle sabah uyandığımızda herhangi bir şey tüketmeden önce ve gece uyumadan önce bu rutini uygulamamızın ağız diş sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz üzerinde oldukça destekleyici bir etkisi olucaktır.

Yazar: Ayça Akdoğan

Sigaranın Ağız Sağlığına 5 Olumsuz Etkisi

Sigaranın ağız sağlığına olumsuz etkileri nelerdir? Değerli Diş Dostu Blog okuyucuları, bu sorunun cevabı kitaplarla anlatılacak kadar uzun ama sizlere bunun cevabını 5 maddede toparlayıp anlatmak istedim.

Tükürük Salgısı Azalır

Sigaranın içeriğindeki en bilinen etkin maddelerden birisi şüphesiz Nikotin. Nikotin, sinir sistemine etki ederek uyarır. Sonucunda ise tükürük akışı azalır. Tükürük ağız başta olmak üzere vücut için çok önemli bir sıvıdır. Tükürüğün azalması diş ve dişetleri üzerinde bakteri plaklarının yerleşmesini kolaylaştırır. Buna ek olarak tükürüğün azalışı dişlerdeki çürüklerin sayısını ve ilerlemesini artırır.

Ağız Kokusuna Neden Olur

Ağız kokusu, eminim hiçbirimizin kesinlikle istemeyeceği bir durumdur. Ağız kokusuna neden olabilecek birçok hastalık bulunmakta. Ama sigara içenlerde de ağız kokusu görülmekte. Sigaranın içerdiği maddeler ağızda birikerek kötü kokuya sebep olur. Bunun yanı sıra diğer bir durum ise bir önceki maddeden kaynaklıdır. Ağızda tükürük akışının azalması beraberinde birçok hastalığa zemin hazırlar. Ağız kokusu da bunlardan biridir. Sigara içen veya içmeye çalışan herkes kendini buna hazırlamalı.

Dişlerde Renklenme Kaçınılmaz

Sigara içen bireylerin ağzında katran birikimi olur. Dişlerin üzerinde biriken katran dişlerde renklenmeye sebep olur. Koyu-kahverengi bu renklenmeler hem sigara içenlerde özellikle estetik olarak bu duruma neden olur. Bu da sigaranın önemli bir kötü etkisidir.

Ağızdaki Kan Damarlarını Büzer

Sigaranın içindeki maddelerden olan bu nikotinin diğer kötü bir özelliği de damarları daraltıcı etkisidir. Damarların daralmasıyla da dişetinde kan akımı azalacaktır. Dişetine yeterli oksijen ve kan hücrelerinin ulaşmasına engel olur. Bu durumda dişetinin kendini koruyucu özelliği zayıflar. Bununla birlikte tamir edici özelliğini de zayıflatır bu durum. Artık ağızda oluşan bir hastalık faktörüne karşı daha savunmasız bir ağız kalmış olur.

Dişeti Hastalıklarına Yatkınlık Artar

Sigara içmek birçok sistemik hastalığa yatkınlığı artırmakta ve risk grubuna sokmaktadır. Özellikle solunum ve kalp hastalıklarına doğrudan onlarca etkisi olduğu araştırmalarla desteklenmekte.

Sağlık ağızda başlar sözü tam da bu durumda anlam kazanıyor. Sigara ile ağızda olan kan damarları büzülmesi, tükürük akışı azalması ile birçok kötü durum beraberinde geliyor. Konunun bilimsel temeline inersek, kan damarları büzülmesi sonucu lokal oksijen basıncının azalması anaerobik bakterilerin çoğalmasını ve büyümelerini sağlar. Ayrıca yanak ve dişetleri üzerine bakterilerin bağlanmasını da arttırabilir.

Sigara, dişetindeki bir hastalığının ilerleyişini negatif yönde etkileyen sebeplerin başında gelir. Dişetinin savunma mekanizmasını olumsuz etkiler. Böylece dişetlerini bakterilere karşı daha savunmasız bir hale sokar. Hastalığın erken belirtilerinin ortaya çıkmasını engeller. Kan damarları büzüldüğü için kanama gibi bir basit belirti bile olmaz. Diş hekimi tarafından uygulanan tedaviye olan yanıtı zayıflatır. Dahası sigara yüzünden iyileşme çok sınırlı bir süre korunabilir.

Ağızdaki kemik seviyesinin sigara içen insanlarda bariz azaldığı da yapılan araştırmaların sonucudur. Bu durum da göz önüne alındığında sigara içen bir insanın hiç dişinde çürük olmasa bile dişeti ve kemik çekilmesinden dişlerini kaybedebileceğini aklından çıkarmamalı.

Sigaranın zararları saymakla bitmez. Yazımda can alıcı 5 maddeye yer verdim. Bunları sebepleri ile sizlere aktarmaya çalıştım.

Sigara birçok hastalığın başlangıcıdır. Uzak duralım, zararlarını anlatmaktan asla bıkmayalım.

Yazar: Hasan Aydemir